“Rıza Sarraf davası” diye başlayıp “Hakan Atilla davası” diye devam eden yargılamada Amerikan adaleti büyük bir rezalete imza atıyor.
New York’ta sürdürülen ve uluslararası hukuka, bırakın uluslararası hukuku doğal hukukta bile yeri olmayan bir yöntemle devam eden kamuoyunda Rıza Sarraf davası olarak bilinen sözde yargılama Türkiye’nin gündeminde geniş yer bulmaya devam ediyor.
MALUM ÇEVRELERİN YÜZÜNDE GÜLLER AÇIYOR
Sözde mahkeme sürerken, AK Parti sözcüsü Mahir Ünal’ın deyimiyle “Birilerinin yine yüzünde güller açtığını” görüyoruz.
ŞAKA DEĞİL GERÇEK
Sözde mahkemede yaşanan en büyük rezalet şu:
“Asıl suçlu” (Rıza Sarraf) tanık oluyor ve ABD tarafından korunuyor. “Asıl suçlunun” suçladığı kişi (Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla), ise “asıl sanık” haline getiriliyor.
Bunu bir örnekle açıklayacak olursak…
Büyük bir çete liderini yakalamak ve mahkum etmek istiyorsunuz. Bu tür durumlarda çete içinden birini tanık yapar her şeyi deşifre edersiniz ve çete liderini mahkum edersiniz.
Burada olan şudur: Hiçbir suçu olmayan bir şahıs suçlanırken, bütün suçları işlediğini kabul eden “Asıl suçlu” tanık programıyla korunuyor.
Mahkemenin sonucu ise şimdiden belli “Asıl suçlu” paçayı kurtaracak, onun suçladığı isim ise mahkum olacak.
Bu dava hukuk davası olmaktan çıkmış, tamamen siyasi bir dava haline gelmiştir.
ASIL DERTLERİ BAŞKA!
Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışan çevrelerden gelen son açıklamalar da bu tiyatro davanın asıl niyetini ortaya koyuyor.
İşte o açıklamalardan bazıları:
– Sarraf üzerinden Türkiye’ye operasyon çeken ABD “YPG’ye silah yok” sözünü unuttu. Pentagon 5 bin Kaleşnikof veriyor.
– ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı McCarrick: Türk Akımı’ndan rahatsızlık duyuyoruz.
– ABD Terörle Mücadele Koordinatörü Kerchove: FETÖ’yü terör örgütü görmüyoruz.