Yılanların son dönemde sıkça görülmesinin sebebini açıklandı
Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Entomolojisi ve Koruma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, son günlerce sıkça rastladığımız yılanların aslında popülasyonlarında bir artış olmadığını, kış uykusunun ardından bu dönemde yiyecek aradıkları için sıkça görüldüklerini söyledi.
Hava sıcaklığının artmasıyla birlikte kış uykusundan uyanan yılanlar, birçok yerde görülmeye başlandı. Evlere ve araçlara giren yılanlar korku dolu anlar yaşatmaya devam ediyor. Anayol kenarlarında ve bahçelerde görülen yılanların öldürülmemesi konusunda uyarılarda bulunan Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Entomolojisi ve Koruma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, Artvin’de bulunan 11 yılan türünden en yaygın olarak görülen zehirli yılanın Hopa engereği olduğunu ve en çok çaylık alanlarda görüldüğünü söyledi.
Yer yüzünde her canlının olduğu gibi yılanların da bu ekosistemde bir yeri ve önemi olduğunu vurgulayan Göktürk, “Baktığımızda Antartika kıtası hariç dünyanın her yerinde yılanlara rastlamamız mümkün. Dünyada yaklaşık 3 bin 400 türü yılan türü var, Türkiye’de 55, Artvin’de ise 11 yılan türü ile bu çeşitliliğe katkı sağlamaktayız. Tabi bu yılanlar ekosistem içinde yaşam alanları ister istemez insanların da bağ bahçe olarak kullandıkları alanlar. Yılanların ekosistem içerisinde baktığımız zaman birçok canlının gıdasını oluşturduğunu görmekteyiz. Fare, köstebek yavruları, kör fare, tarla faresi gibi çeşitli tarım ürünlerine zarar veren hayvanlarında doğal denge içerisinde popülasyonlarının artışını engelliyor. Yani bu bağlamda baktığımız zaman yılların aslında faydalı bir canlı olduğunu görüyoruz” dedi.
“Yılanların sevdiği hava şartlarını yaşıyoruz”
Yılanların son günlerde iklimsel değişimlerle beraber gerek yağış gerekse kuraklıkta meydana gelen değişikler sonrasında ister istemez fazla miktarda görülmeye başladığını kaydeden Göktürk “Yılanların en çok sevdiği hava şartları 2020 yılı içerisinde devam ediyor. Öce yağmur yağıyor bolca yağmur yağıyor, arkasından güzel güneşler açıyor nem oranı artıyor işte bu hava şartlarında da yılanlar doğaya çıkarak gerek beslenme gerekse de üreme faaliyetlerini gerçekleştiriyorlar. Kışın çatlaklarında, ağaç kovuklarında toprak altında kış uykusunu geçiren yılanlar nisan ayının sonlarına doğru mayıs aylarında yoğunlukla beraber Artvin coğrafyasında sıklıkla görülebilmekte” diye konuştu.
“Bölgedeki en tehlikeli türümüz Hopa engereği”
Türkiye’nin Kuzeydoğusu’ndan Gürcistan ve Rusya’nın Doğu Karadeniz kıyılarına kadar olan dar alanda; deniz seviyesinden 1000 m yüksekliğe kadar dağılış gösteren bu tür dünyanın en zehirli yılanlarından biri olarak görülüyor. Rus doğa bilimci Aleksandr Nikolaevich Kaznakov tarafından 1909 yılında bölgede keşfedilen engerek türünün Hopa’da ilk olarak 1947’de tespit edilen bir alt türü olarak literatüre girdi. Hopa Engereği’nin boyu 70 cm kadar olabiliyor.
Artvin bölgesinde en yaygın olarak görülen zehirli yılan türünün Hopa engereği olduğunu kaydeden Göktürk “Yılan popülasyonunda son yıllarda gerek tarımsal faaliyetlerde kimyasal ilaçların yoğun bir şekilde kullanılması gerekse kuraklıktan dolayı bir çok suyun kuruması ve oradaki yılanların beslendiği hayvanların göç etmesi, yırtıcı kuş türlerinin bu alanlardan ayrılması yılanları daha başka alanlara doğru yönlendirmiş ve bizde yılanları daha fazla miktarda görmeye başladık. Artvin bölgesinde en yaygın olarak görülen zehirli türümüz Hopa engereği. Arhavi, Hopa, Kemalpaşa, Borçka ilçemizin çaylık alanlarında insanlar birebir karşılaşmakta. Tehlikeli boyu insanlar çaylığın içerisinde yılanın üzerine bastığı zaman yılan insanı sokma eğilimine girmekte. Aksi taktirde çaylığın içerisine giren yılan gündüz sıcağından kaçmak için oraya girmiştir. Yılarlar sabahın erken saatleri ve gece avlanma yapan hayvanlardır. Gündüz sıcağında yılanlar daha çok taşların altına, otların arasında, çalıların arasına yada çaylıkların arasında girmekte. Çok zehirli olmasına rağmen bölgede engerek yılanı sokumu nedeniyle ölüm olayı yok gibidir” açıklamasında bulundu.
Yılanlarla mücadele nasıl yapılır?
Yılanlarla nasıl mücadele edileceğini de anlatan Göktürk, şu tavsiyelerde bulundu:
“İki şekilde mücadele yapabiliriz. Birincisi önlemler, ikincisi yılanlardan bir şekilde uzaklaştıracak koruyucu, kovucu tedbirler. Önlemlerin başında şunu diyebiliriz çay toplayan insanlar orada yılanların olabileceğini düşünerekten kesinlikle kalın ayakkabılar giymeli kesinlikle kalın pantolonlar, kot pantolonlar daha kalın giysiler giyerek çay toplama gerekir. Eviniz eğer ormanın yanında ise şayet etrafınızda yeşillikler varsa o alana yılanların gelmesi mümkündür. Bu alanlarda yılanlardan korunmak istiyorsak başta kedi olmak üzere tavuk yetiştirerek yılanlara karşı mücadele gerçekleştirebiliriz. Yılanların en çok gizlendiği çalılar, otlar evimizin etrafında ise bunların biçilmesi gerekiyor. Etrafında sadece yılan bulunmaz kurbağalar, farelerde burada bulunacağı için yılan aslında insan oğlunun yanına gelmiyor besin gıdasını sağlamak amacıyla farelerin bulunduğu işte kurbağaların bulunduğu yerlere gelmeye çalışıyorlar. Mümkün olduğu kadar süt kokusundan yılanı uzak tutmak gerekiyor. Gerekçesi de yılan süt kokusuna çok hassas hayvandır hemen gelir. Kükürt tozu, ardıç katranı yılanları kovucu etkiye sahip. Sarı kükürt tozları dökülerek yılanların bu kokulardan etkilenerek alana gelmemesi sağlanabilir. Yılan bu kokuları sevmez. Ne yapacaklar evlerin kenarlarına nohut ekebilirlerse nohut kokusu da yılanlar ister istemez uzaklaştıracaktır.”
Yılan ısırmalarına karşı da Göktürk “Özellikle zehirli yılanların zehri insanlara zarar verebilir ama öldürücü düzeyde ısırdığı zaman hemen ölecek algısı yanlıştır. Yılan ısırdığı zaman yapılabilecek en güzel şey yılanın ısırdığı noktadan bir karış yukarısında bir iple, bir tülbentle bir bezle beraber sıkıca bağladıktan sonra en yakın sağlık birimine ulaşmanız en faydalı durum olacaktır. Eğer sizin alerjiniz varsa yılan ısırdığı zaman çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir” ifadelerini kullandı.
Adem Güngör