Çocuk tiklerine karşı 9 öneri
Günümüzde modern yaşamın yol açtığı sorunlar son yıllarda çocukları da etkisine alıyor. Onlardan biri de tikler! Aileler çocuklarında baş gösteren ve fiziksel olarak da sıkıntıya yol açan çeşitli istemsiz davranışlar nedeniyle uzmanların kapısını artık daha sık çalıyor. Peki sürekli göz kırpmaktan diş gıcırdatmaya, tırnak yemeden kafa sallamaya dek bir çok istemsiz davranışa neler yol açıyor? Ailelerin hangi hataları bu sıkıntıları artırabiliyor? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Sosyal Pediatri Uzmanı Doç. Dr. Selda Karaayvaz, rekabet koşullarının artmasından strese, ailelerin mükemmeliyetçi ya da otoriter yaklaşımlarından akran anlaşmazlıklarına dek birçok faktörün tiklere neden olabildiğini belirtirken, alınabilecek önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Başına gelmeyen sıkıntının çok da farkında olmuyor. Ancak özellikle son yıllarda çocukların kapısını daha fazla çalan tikler, hem psikolojik hem fiziksel sıkıntılara yol açabiliyor. Aileler çocuklarının bu istemsiz davranışlarına nelerin yol açabildiği ve nasıl tedavi edilebildiğinin merakı ve kaygısıyla, soruna çare bulabilmek amacıyla uzmanlara daha sık başvuruyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Sosyal Pediatri Uzmanı Doç. Dr. Selda Karaayvaz, “Tikler; kas gruplarının veya sesin ani, hızlı, tekrarlayıcı istemsiz hareketleri olarak tarif edilir. En sık yüz, boyun, omuz, göğüs kafesi ve eller tutulur. Basit veya karmaşık kas hareketleri görülebilir. Hırıltı, boğaz temizleme, uygunsuz söz söyleme gibi davranışlar da olabilir” diyor. Parmak emmeden diş gıcırdatmaya, cilt ve saç çekmeden kafa sallamaya dek birçok tikin çocuklarda zaman zaman görülebildiğini belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz, basit tiklerin tedavi gerektirmediğini, buna karşın tikin süresinin de önemli olduğunu söylüyor.
Çocuklarda tik oluşumunun birçok sebebi olabilir
Yaşam koşulları modernleştikçe karmaşıklığın arttığını belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz “Çocuk yaşta; günlük yaşantının karmaşası, okulda çetin rekabet ortamı, okul uyumunda sorunlar, sınav stresi, başarısızlık kaygısı, ailelerin mükemmeliyetçi yaklaşımları ve çocuktan da mükemmel olmasını beklemeleri, otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri veya tamamen disiplinsizlik, sınırsızlık, eve kardeş gelmesi, ev içi geçimsizlik, sağlık sorunları, akran ve kardeş anlaşmazlıkları, boşanma, istismar, ihmal edilme gibi etmenler çocukta baskı yaratarak, tik denilen hareket bozukluklarının artışına neden olmaktadır. Çocukların en az yüzde 60’ının bu tip istem dışı hareketlerden en az birini deneyimlediklerini bilmekteyiz” diyor.
Tiklere müdahale edilmemeli
Anne babaların, çocuklarında baş gösteren tiklere karşı müdahale etmemeleri ve bunu dile getirmemeleri gerektiğini belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz “Göz kırpma, boğaz temizleme, kafa sallayıp oynatma gibi basit motor tikler tedavi gerektirmez. Ailelerin tiklere müdahale etmemesi, çocuğun dikkatini vereceği motor ve zihinsel etkinlikler yaratmaları yeterlidir. Nöropsikolojik işlev bozukluğu, akademik sorunlar, düşük özgüven gibi durumlar varsa, sınıf içi veya sosyal alan uyumsuzluğuna neden oluyorsa tedavi vermek gerekir. Özellikle obsesif kompulsif bozukluk ve dikkat eksikliği de eşlik ediyorsa tedavi edilmelidir. İlaç tedavileri dışında basit motor tiklerde çocuğun yaşı uygunsa botoks tedavisi de fayda sağlayabilmektedir” diyor.
Tik mi yoksa Tourette Sendromu mu olduğu ayırt edilmeli
Tiklerin bir yıldan uzun sürmesi ‘süreğen tik’ olarak adlandırılırken, günümüzde ‘nadir hastalık’lar arasında yer alan ve Tourette sendromu adı verilen, tiklerle giden karmaşık hastalığın da düşünülmesi gerekiyor. Tourette sendromunun, binde 0,5 oranında görülen, 10-12 yaşta artan, genetik zemini de olduğu düşünülen özel bir sendrom olduğunu belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz “Hastaların yüzde 10’unda uygunsuz sözler söyleme eşlik eder. Erkek
çocuklarda 3-4 kat daha fazla görülür. Bir yıldan uzun süren tikler varsa, hasta 18 yaş altındaysa ve eşlik eden tıbbi bir sorun yoksa akla gelmelidir. Beynin bölgesel işlev bozukluğu olduğu düşünülmektedir ve bunu destekleyen kanıtlar artmaktadır. Genetik, nörobiyolojik, psikolojik, çevresel etkilerin varlığı tartışılmaktadır. Stres bunda da önemli bir etmendir. Çoğunlukla tıbbi destek gerekir. Tekrarlayan ataklar olabilmesine karşın, ergen ve yetişkin olgularda 2/3 oranında düzelme beklenir” diyor.
Çocuklarda tiklere karşı öneriler:
• Çocuğunuz için duyarlı ve sevgi dolu bir aile ortamı yaratın.
• Kardeşler arasında dengeli davranın.
• Eve yeni kardeş geldiğinde “Abi-abla oldun, büyüdün ya da sen kardeş istedin!” gibi sözlerden kaçının, çocuğunuza kaldıramayacağı bir yük yüklemeyin.
• Çocuğunuzdan beklediğiniz başarı düzeyinin, çocuğun bilişsel düzeyi ve gelişimi ile uyumlu olmasına özen gösterin.
• Uyku saatlerinin düzenli olmasına, bilgisayar, cep telefonu ve tablet kullanımını sınırlandırmaya dikkat edin.
• Açık hava etkinliklerine katılımını ve yaşıtları ile beraber zaman geçirmesini sağlayın.
• Ev içi ve dışında ailece zaman geçirin.
• Altı yaşından itibaren spora yönlendirin.
• Çocuğunuza yaklaşımınızı yeniden gözden geçirin.